15 Temmuz 2008 Salı

Futbol Bir Eğlencedir

Şampiyonlar Ligi maçlarında tribünlere baktığımızda merdivenlerde oturan bir kişi dahi bulamazsınız. Çünkü UEFA bu konuda çok ciddi bir tutum sergilemektedir. Fazla bilet satılmaması, merdivenlere seyirci oturtulmaması, maç öncesinde biletsiz kişilerin stada yaklaştırılmaması gibi emirleri vardır UEFA’nın takımlardan. Peki Şampiyonlar Ligi’nde oynayan ve bu istekleri harfiyen yerine getiren takımlarımız kendi liginde oynadıkları maçlarda bu ayrıntılara niye dikkat etmiyor?

Sorunlar Belli

Şu kimsenin ret edemeyeceği bir gerçek ki tribünlere haddinden fazla seyirci alınıyor. Daha fazla gişe hasılatı elde edebilmek için, amigolara veya taraftar gruplarına daha fazla bilet verebilmek için ve rakip üzerinde daha yoğun bir baskı uygulayabilmek için takımlar fazla bilet basıyorlar ve korsan girişlere müsemma gösteriyorlar. Stada kapasiteden fazla seyirci girince bu fazla seyirci ancak merdivenlere oturabiliyor. Yani merdivenlerde seyircilerin oturmasının tek sebebi statlara kapasitelerinden fazla seyirci alınmasıdır. Bunun yanında her maçtan önce stat çevresindeki insanları incelersek futbolla ilgisi olmayan yüzlerce kişiye rastlarız stat etrafında. Bu insanlar sanki maça girecekmiş gibi ellerini kollarını sallaya sallaya gişe önlerine kadar gelebilmektedirler. Bu insanlar iki sebepten dolayı oralarda dolanmaktadırlar. Birincisi korsan veya sahte bilet satmak, ikincisi ise amigoların adamlarıdır bunlar ve maç başladıktan sonra veya başlamasına az bir süre kala stada bedava girmek için stat içinden gelecek olan kombine kartları veya kullanılmış biletleri beklemektedirler. Her iki durumda acilen önlenmesi gereken durumlardır. Parasını verip biletini almış olan normal seyirciler dahi stada bin bir zorlukla girebilirken bu adamlar nasıl oluyor da rahatça stat çevresinde dolanabiliyorlar? Biletli seyirciye her türlü zorluğu çıkartan elinden geldiğince ters davranan stat görevlileri bu insanlara sıcak davranıyorlar. Bunun sebebi çok açık çünkü bu adamlar yöneticilerden aldıkları izinle buralarda dolanabilme hürriyetine sahip oluyorlar. Korsan konusunda tüm suç emniyetindir. Sata içindeki en ufak bir olayda masum taraftarları var güçleriyle coplayıp döven emniyet memurları kimlerin korsancı olduğunu kimlerin korsancı olmadığını çok iyi biliyorlar ama nedense bu şahıslara hiçbir müdahalede bulunmuyorlar.

Nasıl Çözülür?

Fazla bilet basımı sorunu için iki çözüm yolu bulunabilir. Birincisi biletlerin basıldığı matbaalara devlet tarafından görevlendirilen bir denetçi atanır ve bu denetçi verilen rakamlar kadar bilet basılıp basılmadığını denetler. İkinci yol ise kulüplere ağır cezalar verilmesidir.Merdivenlere seyirci alan kulüplere önce ağır para cezası verilir baktın yine yapıyor sahasını kapatırsın hala inadına yapıyorsa o sezon sahasındaki maçları başka ve daha küçük bir stada verirsin ne kadar fazla seyirci alırsa alsın zarar edeceğinden belli bir yerden sonra kendi sahasında oynayabilmek için mecburen gerekenleri yerine getirecektir. Stat çevresindeki kimliği belirsiz insanları oralardan uzaklaştırmak için iki şey gerekmektedir. Birincisi kulüp yöneticilerin bu insanlara karşı duruşlarının değişmesi. Ama ne yazık ki bu ülkemizde olması çok düşük ihtimalli bir seçenek. Çünkü yöneticilerle o şahıslar arasında al gülüm ver gülüme dayalı bir ilişki var. Yöneticiler onları maçlara gelip takım ve yönetim lehine bağırsınlar diye beslemektedirler. O tipler gelip takım ve yönetim lehine bağırdıkları sürece yöneticiler de onları beslemeye devam edecektirler.

Bu sebepten tüm sorumluluk yerel yöneticilerde ve emniyet teşkilatındadır. Polisler bileti, kombine kartı veya davetiyesi olmayan hiç kimseyi hangi sebeple olursa olsun, kim rica ederse etsin stat etrafında kurulan güvenlik çemberinden içeriye almamalıdır. Tabi bu insanlarda boş durmayacaklardır. Onlarda bilet alıp stada girmeye çalışacaklardır. Bunu özellikle korsan bilet satıcıları yapacaklardır. Ancak emniyet korsan bilet satanları belirleyip bu insanları eşkallerinden tespit edip yakalamalıdır.

Tek Şart İstemek

Aslında tüm bu saydıklarım yıllar önce yaşanmalıydı ve bugün bunların yerine kazandığımız başarıları ve futbolumuzu geliştirmek için yapmamız gerekenleri tartışmalıydık. Mevcut sorunları çözmek için yukarda saydıklarımı uygulamanın yanı sıra olması gereken en temel şey “istemektir” Bu sorunlar federasyon yetkililerinin, devletin ve kulüplerin futbolu bir kar etme aracı olarak görmelerinin yanı sıra sinema gibi tiyatro gibi boş vakit geçirme eğlencesi,bir sosyal faaliyeti olduğu bilincine erişmeleri ve bu sorunları gerçekten çözmek istemeleri ile çözülecektir.

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Günü Kurtarmak

Hayatin her asamasinda her insan veya her kurulus belli krizlere girebilir. Bu gayet dogal bir surectir. Ancak bu krizin sebebi onemlidir temel olarak. Eger sartlardan dolayi bir sikinti varsa bu asilabilir bir krizdir. Ancak eger yonetimsel ve mantiksal bir kriz soz konusu ise durum gercekten karanliktir.

Galatasaray’da da boyle bir mantiksal ve yonetimsel kriz soz konusu. Butun sartlar uygunken, hersey yolunda iken yapilan bariz hatalar koskoca bir potansiyeli eritmis ve anca kendi yaginda kavrulabilen bir hale getirmisitr. Sunu kimse unutmasin ki Galatasaray 20 milyonun uzerindeki taraftari ve Avrupa’da ismi duyulmus tek Turk takimi olmasiyla cok buyuk bir potansiyele sahiptir. Gercekten istenilse Galatasaray’i icinde bulundugu finansal krizden kurtarmak icin ne Riva’ya ne de Florya’ya ihtiyac yoktur. Yapilmasi gereken tek sey bilincli ve akilcil bir yonetim sergilemektir.

Peki bu nasil olacak? Aslinda cok basit. Oyle karmasik formullere gerek yok Galatasaray’in gelecegini aydinlatmak icin. En temel hareket Galatasaray ismini her yerde gostermektir. Oyle bir reklam politikasi yurutulmeli ki herkes her yerde GS logosu gormeye alismali. Tabi bu reklam kampanyasinin ici bos birakilmamali. Hizli tukerime ve spor sektorune hitap eden tum urunlerde uretime baslanmali ve Galatasaray ismi buyuk bir marka olmalidir. Yalniz bunu yaparlen Fenerbahce gibi bir formayi 100 YTL’ye satip yan urun satisinda zirvedeyiz gibi spekulatif hareketlerde bulunulmamali piyasa sartlarina uygun bir fiyat endeksi belirlenmelidir. Bunlarin yaninda spor takimlarinin yan urunlerinin satisini ve gise gelirlerini yukseltmek icin her bransa kendi dalinda isim olmus birer yildiz oyuncu takviyesi yapmak sarttir. Bu oyuncular ne kadar maliyetli olurlarsa olsunlar kendi maliyetlerini karsilayabilecek oyunculardir bunu kimse unutmasin.

Muhim olan kisisel egolarin bir kenara birakilmasi ve sadece Galatasaray’a hizmet etmeyi gorev edinebilecek kisilerin yonetime atanmasidir. Yoksa holdng sahibi isadamlari takimlarini ne kadar cok severlerse sevsinler once kendi islerini gozeteceklerdir gayet dogal olarak. Cunku onlarinda gecim kaynagi sahip olduklari sirketleridir. Bu sebepten dolayi yonetim profesyonel yoneticilere birakilmali. Eger oyle olursa gidisatin ne kadar kisa surede degistigini hepimiz goruruz.